
Astım hastalığı, soluk borusunda nefes yollarının daralması ile nefes almayı güçleştiren, ataklar ve kriz şeklinde seyreden kronik bir hastalıktır. Bu bireylerde nefes yollarında yaşanan daralma ve beraberinde gelen enfeksiyonlar, nöbetler şeklinde gelen öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma hissine neden olmaktadır. Yakınmalar özellikle gece ve sabaha karşı ortaya çıkmaktadır. Hastalarda görülen bu semptomlar, nefes yolu tıkanıklığına bağlıdır.
Astım hastalığının görülme sıklığı ve yaygınlığı son yıllarda birçok ülkede artmış, en belirgin artış ise çocuklarda ortaya konmuştur. Dünyada yaklaşık 334 milyon astım hastası olduğu tahmin edilmektedir.
Astımın Oluşumunu ve Şiddetini Etkileyen Etmenler
• Hava kirliliği
• Sigara tüketimi
• Coğrafik yerleşim, mevsim ve yükseklik
• Alerjenler
• Enfeksiyonlar
• Mesleksel faktörler
• Beslenme ve besin katkı maddesi alerjileri
• İlaçlar
• Psikolojik faktörler
• Hormonal faktörler
• Gebelik
• Reflü
• Yanlış egzersiz
Astımın görülme yüzdeliğindeki artışın nedenlerinden biri olarak beslenme durumundaki düzensizlikler gösterilmektedir. Bilimsel bir araştırmada Yeni Zellanda’da astım ile fast-food tüketimi arasındaki ilişki incelenmiştir. Tüketilen hamburger miktarı ve astım arasında bir ilişki olduğu saptanmıştır. Başka bir bilimsel çalışmada ise astımlı çocukların hamburger, şekerleme, cips yeme, gazlı içecek içme oranlarının astım hastası olmayanlara göre yüksek olduğunu ortaya koymuştur.
Son yıllarda astım krizi ataklarını azaltabilen hatta astımdan koruyan besinlerin varlığının keşfedilmesiyle astım tedavisinde besinlerin rolünün önemi fark edilmiştir.
Astım Ataklarını Azaltabilecek Beslenme Önerileri
• Anne sütü astımda koruyucu etkiye sahiptir. Sekiz haftadan daha az anne sütü alan bebeklerde astım riskinin arttığı bilinmektedir. Özellikle ilk 4 ay anne sütüyle beslenmenin 6 yaşına kadar astıma karşı belirgin koruyucu etkisi bulunmaktadır.
• Omega-3 yağ asitleri desteğinin akciğer fonksiyonlarını düzelttiği saptanmıştır. Ayrıca bazı bilimsel çalışmalarda balık yağının çocuk ve yetişkin astım hastalarında semptomları iyileştirebileceği ispatlanmıştır. Özellikle soğuk sularda yaşayan uskumru, ton, somon gibi yağlı balıklar zengin omega 3 kaynaklarıdır. Bunun yanında keten tohumu ve ceviz de omega-3 içeriğine sahip besinler arasında yer almaktadır.
• A, C ve E vitaminleri, astımın oluşumunda, astımdan korunmada veya astım semptomlarının azaltılmasında önemli etkileri olan antioksidanlardır. Yetersiz antioksidan alımı astım gelişimine neden olabilmektedir. Diyetle antioksidan alımı özellikle nefes yolunun gelişmekte olduğu çocukluk döneminde önem kazanmaktadır. A vitamini kaynakları; süt ve süt yağı, yumurta sarısı, havuç, kış kabağı ve diğer sarı-turuncu sebze ve meyveler, ıspanak, roka, pazı gibi koyu yeşil yapraklı sebzelerdir. C vitamini kaynakları; özellikle kivi, çilek, karadut, portakal, mandalina, limon, kuşburnu, kırmızı ve yeşil biber, yeşil yapraklı sebzeler ve diğer tüm sebze meyvelerdir. E vitamini kaynakları; fındık, badem, yer fıstığı, ay çekirdeği, ceviz, kuru baklagiller ve yeşil yapraklı sebzelerdir.
• D vitamininin bağışıklık fonksiyonlarını iyileştirerek, inflamasyonu baskılayıcı etki göstererek, kortizonlu ilaçlara karşı direnci azaltarak ve kortizon ilaçlarının etkilerini güçlendirerek astımlı hastalarda faydalı etkiler yaptığı bildirilmiştir.
• Magnezyum düz kaslarda gevşeme etkisi ve antiinflamatuvar özellikleri nedeniyle astımın acil tedavisinde önemli bir role sahiptir. Kaynakları; ceviz, badem, fındık, yer fıstığı, kabak çekirdeği, kaju, kuru fasulye, mercimek, barbunya, yeşil yapraklı sebzeler, kepek, tam buğday, bulgur, çavdar, kuru meyveler, avokado ve muzdur.
• Selenyumdan zengin besinlerin tüketilmesi astıma karşı koruyucu bir etki sağlamaktadır. Kaynakları; deniz ürünleridir.
• Diyette potasyum alımının artırılması astımı önlemede veya tedavi etmede önemli bir etkiye sahiptir. Potasyum kaynakları; yeşil yapraklı sebzeler, meyveler, kurubaklagiller ve patatestir.
• Sodyum tüketimindeki artış ile astımın görülme sıklığındaki artış arasında bir ilişki mevcuttur. Bu nedenle astımlı bireylerin düşük tuzlu beslenmesi önerilmektedir.
• Probiyotiklerin diyetle yeterli miktarda alınması, astım ve alerjik hastalıklar açısından koruyucu olacaktır. Kaynakları; ev yapımı yoğurt, ev yapımı kefir, lahana ve salatalık turşusu, şalgam, tarhana ve kombu çayıdır.
• Yüksek kalori tüketimine ve aşırı kiloya neden olmaları sebebiyle fazla miktarda karbonhidrat ve şeker tüketiminden kaçınmak astımdan korumakta ve astım hastalarında semptomları azaltmaktadır. Yapılan bilimsel bir araştırmada yeni tanı almış 110 astım hastasının yaklaşık %65’inin aşırı kilolu olduğu saptanmıştır.
• Obezite doğrudan astımı etkileyebildiği gibi reflüyü artırarak dolaylı yoldan da astım üzerinde etkili olmaktadır.
• Yeterli sıvı tüketimi sağlanmalıdır. Yetersiz sıvı alınması durumunda, histamin salınımı artarak astım yakınmaları şiddetlenebilir.
Astım hastasıysanız ya da astım hastalığı için risk grubunda iseniz önerilerimi dikkate almanızı tavsiye eder, sağlıklı günler dilerim.
Dyt. LADEN HEKİMOĞLU