Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, “İklim Değişikliği ve Tarım Değerlendirme Raporu” hazırladı. Bölgesel bazda önemli bilgiler içeren raporda, iklim değişikliğinin bölgelerde yaratacağı etkiler ve bu soruna karşı çözüm önerileri yer alıyor.
İllerde düzenlenen çalıştaylar ve Bakanlıkta yürütülen çalışmaların bitiminde ise bir sonuç bildirgesi yayımlandı.
——————————————-
RAPORDAN…
İklim değişikliğinin bölgemizdeki etkileri
- Karadeniz’de kuraklık ve sıcaklık artışlarıyla kendini hissettirmektedir. Bölge genelindeki illerde, iklim değişikliği etkilerine bağlı yağış rejimindeki değişikliklerin sel olaylarını ve buna bağlı toprak erozyonunu artırdığı görülmektedir.
- Aşırı hava olayları ve yağış rejiminin değişikliği sonucu meydana gelen doğal felaketler, yamaçlarda ve akarsu yataklarının kenarında ve/veya eski yatakların üzerinde yerleşim kuran, tarım yapan insanların yaşamını doğrudan tehdit etmekle ve zarar vermekle kalmayıp bu sektörlerde istihdam edilen insanlar ve ailelerinin geçim kaynaklarını kaybetmesiyle göç etmek zorunluluğunu doğurabilmektedir.
- Deniz suyu sıcaklık ortalamalarının artması sonucu denizlerde istilacı türlerin ve deniz ekosisteminde kaymaların gözlemlenmesi, bölge için önemli bir geçim kaynağı olan balıkçılığı olumsuz yönde etkilemektedir. İklim değişikliği, çay, fındık, hububat ve yem bitkilerinde olduğu gibi arıcılıkta bal verimini, meralarda ot verimini düşürmüş buda hayvanların et ve süt verimini olumsuz etkilemiştir. Deniz suyu sıcaklığının ortalamaların üzerine çıkmasıyla avlanılan hamsi miktarında düşüşler yaşanmaktadır.”
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, “İklim Değişikliği ve Tarım Değerlendirme Raporu” hazırladı.
Bölgesel bazda önemli bilgiler içeren raporda, iklim değişikliğinin Karadeniz’deki etkileriyle ilgili bölümde şöyle denildi:
“İklim değişikliği, bölgede kuraklık ve sıcaklık artışlarıyla kendini hissettirmektedir.
Bölge genelindeki illerde, iklim değişikliği etkilerine bağlı yağış rejimindeki değişikliklerin sel olaylarını ve buna bağlı toprak erozyonunu artırdığı görülmektedir.
Bölgenin sahil ve orta kesiminde ana ürün çay, fındık olup, iç kesimlerde hububat ve yem bitkileri yetiştiriciliği ile hayvancılık faaliyeti yapılmaktadır.
Karadeniz Bölgesi tarımı ve ekonomisi için önem taşıyan başlıca tarla bitkileri ürünleri: mısır, tütün, buğday, yonca, arpa, korunga, fiğ, patates, çavdar, kuru fasulye, çeltik; önemli sebze ürünleri: taze fasulye, domates, hıyar, lahana, soğan, sivri biber; başlıca meyve ürünleri ise: fındık, çay, kivi, ceviz, mandalina, elma, dut, kiraz, armut, üzüm, kestane, zeytindir.
Karadeniz Bölgesi’nde iklim değişikliğinin etkileri zirai don, kuraklık, aşırı hava olayları, mevsim trendlerinin değişmesi ve sıcaklık artışı biçiminde, daha çok tarımsal üretim, hayvancılık ve balıkçılık üzerinde gerçekleşmektedir.
Aşırı hava olayları ve yağış rejiminin değişikliği sonucu meydana gelen doğal felaketler, yamaçlarda ve akarsu yataklarının kenarında ve/veya eski yatakların üzerinde yerleşim kuran, tarım yapan insanların yaşamını doğrudan tehdit etmekle ve zarar vermekle kalmayıp bu sektörlerde istihdam edilen insanlar ve ailelerinin geçim kaynaklarını kaybetmesiyle göç etmek zorunluluğunu doğurabilmektedir.
Bu bölge, dünyada çay yetiştiriciliği yapılan alanlar içerisinde en önemli bölgeler arasında yer almaktadır.
Doğu Karadeniz bölümünde yaşayanlar için en önemli gelir kaynaklarından olan çay tarımı ve sanayisi bölge ekonomisinin öncü sektörlerindendir.
Bölgede önemli bir ihracat ürünü olan fındıkta çay gibi, iklimden olumsuz etkilenmekte ve sonucunda ekonomik kayıplar oluşmaktadır.
Bitkiler vejetatif gelişme aşamasındayken gerçekleşen dolu yağışı bazı bölgelerde önemli verim kayıplarına neden olmaktadır. Haziran, Temmuz aylarında iklimin kurak geçmesi, hasat dönemi yaklaşmış buğday, arpa, yulaf gibi tahıl ürünlerinde ciddi kayıplara neden olmaktadır.
Deniz suyu sıcaklık ortalamalarının artması sonucu denizlerde istilacı türlerin ve deniz eko sisteminde kaymaların gözlemlenmesi, bölge için önemli bir geçim kaynağı olan balıkçılığı olumsuz yönde etkilemektedir.
Küresel ısınmanın sonucu olan ani ısı değişimleri florayı da etkilemektedir. Arıcılığın sürdürülebilmesinde flora takibi oldukça önemlidir.
İklim değişikliği, çay, fındık, hububat ve yem bitkilerinde olduğu gibi arıcılıkta bal verimini, meralarda ot verimini düşürmüş bu da hayvanların et ve süt verimini olumsuz etkilemiştir.
Karadeniz Bölgesi’nde avlanılan en önemli tür hamsi olup, iklim değişikliği nedeniyle deniz suyu sıcaklığının ortalamaların üzerine çıkmasıyla avlanılan hamsi miktarında düşüşler yaşanmaktadır.
- ••
Raporda, iklim değişikliğinin yaratacağı sorunlara karşı çözüm önerilerini içeren şu bölüm de yer aldı:
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
“Yapılan çalıştaylarda İl Müdürlüklerimiz tarafından, Karadeniz Bölgesi’nde zirai don, kuraklık, aşırı hava olayları, mevsim trendlerinin değişmesi sıcaklık artışı, temiz su kaynaklarında azalma, hastalık ve zararlılardaki artışları iklim değişikliği ile ilişkilendirilmiş ve “Tarım Sektörü İçin İklime Uyum Stratejisi” oluşturulması gerektiği ifade edilmiştir.
İl Müdürlüklerinin bölgelerinde gözlemledikleri iklim değişikliği etkileri aşağıda sıralanmıştır:
- Batı ve Orta Karadeniz Bölümü ile Karadeniz Bölgesi’nin iç kesimlerinde yaşanabilecek kuraklık tehlikesine karşı modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılması sağlanmalı ve kuraklığa dayanıklı, az su tüketen bitkiler yetiştirilmelidir. Tarımsal sulamada maksimum su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama yöntemlerinden damla sulama ve toprak altı damla sulama yöntemleri sistemlerine yönelik teşvik edici tedbirler alınmalı, desteklemelere ağırlık verilmelidir.
- Değişen iklim koşullarından olumsuz etkilenecek tarım ürünleri için alternatif ürünler belirlenmesi amacıyla çalışmalar yapılması gerekmektedir.
- Tarımsal sulamada bir an önce vahşi sulamaya son verilip kapalı sulama sistemi yaygınlaştırılmalı, az su tüketen tarımsal üretime geçilmelidir.
- Yağışların sonbaharda kısmen fazla olması nedeniyle tarımsal üretimde verim ve kalite kaybı yaşanmaktadır. Bu durum bal üretiminde de kalite kaybına neden olmaktadır. Ormanlar ağaçlandırılıp, arıcılık desteklenmelidir.
- Uygulamalı Çiftçi Okullarının açılarak kuraklık, su yönetimi, tarım sigortası, çevre bilinci vb. konular üzerinde durulması fayda sağlayacaktır. Bu kapsamda, kadınlara yönelik eğitimler de artırılmalıdır.
- Rüzgâr Perdesi ve Yağmur Hasadı uygulamaları yaygınlaştırılarak Kırsal Kalkınma Destekleri kapsamına alınmalıdır.
- ”Anız Yakma İhbar Hattı” oluşturulup, anız yakımı ile ilgili yasal düzenleme gelmelidir.
- Kuraklık, suyun etkili ve verimli kullanılması, sürüm teknikleri, yabancı ot mücadelesi, gübreleme konularında ilimizde çiftçilerimize eğitim verilmelidir. İklime uyumlu yeni tarımsal ürünler üzerinde çalışan ve eğitimler veren yeni enstitüler kurulmalı ve desteklenmelidir.
- İklime uyumlu, kuraklığa toleranslı hububat çeşitlerinin ıslah edilmesi ve çiftçiler tarafından kullanımının sağlanması için eğitimler veren yeni enstitüler kurulmalı ve desteklenmelidir.
- Çiftçilerimiz için Çevre Amaçlı Tarım Arazilerini Koruma Programı (ÇATAK)” kapsamında, toprak ve su kalitesinin korunması, erozyonun önlenmesi ve yenilenebilir doğal kaynakların sürdürülebilirliği açısından projenin, TRGM tarafından devamlılığının sağlanmalı ayrıca taşrada İklim Dostu Tarım Şube Müdürlüğü kurulmalıdır.
- HES yapılacak yerlerde balıkçılık ve tarımsal sulama gözden geçirilmeli, su kullanım hakkına dikkat edilmelidir.
- Bölgede kurulu, bir gece önceden haber veren ve iyi işlemeyen don uyarı sistemi geliştirilmeli, hava durumu düzenli radyo yayınlarıyla verilmeli, bitki antifriz çalışmaları geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.
- Deniz suyu sıcaklığındaki artış ve yeni türlerin gelmesi ve bunun deniz ekosistemine etkileri konusu detaylı bir şekilde incelenerek, buna ilişkin tedbirler geliştirilmelidir.
- Ani yağış ve heyelan sonucu endemik türlerin yok olması ile karşı karşıyayız.
- Yapılaşma ve azalan kar yağışı sebebiyle su kaynaklarının azalması ve kirlenmesi söz konusudur. Kar yağışının azalması sonucu yaylalardaki su kaynaklarında ve aynı zamanda yeraltı sularında azalma görülmesi dikkate alınmalıdır.
- Zararın tamamını karşılamayan Tarım Sigorta Sistemi (TARSİM) geliştirilmeli, uyarı sistemi ile bütünleştirilmeli. Üretim ve hasat zamanı güncellenmelidir.
- Meraların olumsuz etkilenmesi sonucunda verimlerin düşmesine bağlı olarak, hayvansal üretimde verim kayıpları yaşanmaktadır. İklim değişikliğine uygun meracılık ve hayvancılık politikaları geliştirilerek, meralarda ıslah ve amenajman projelerinin yaygınlaştırılması gerekmektedir.
- İklim değişikliğine uyumlu hayvancılık faaliyetlerinin desteklenmesi gerekmektedir.
- Çiftçiler iklim değişikliği etkilerinin farkında olmalarına karşın, eski alışkanlıklarından vazgeçmeme eğilimindedirler. Buna karşılık; kayıt dışı araziler kayıt edilmeli, arazi toplulaştırmaları tamamlanmalı, yeraltı göletleri yapılmalı, üreticilerin bilgi düzeyleri artırılmalı, su kullanımı kontrol mekanizması geliştirilmeli, kaçak ve yanlış kullanımlara yönelik cezai yaptırımlar artırılmalı, tarımsal kirlilik önlenmelidir.
- İklim değişikliği uyum çalışmaları olarak; yağmur suyu hasadı, mikro havza su hasadı, sekileme, dere kenarlarındaki tarım arazilerinde yeşil duvar ve kuru taş duvar yapımı, toprağın su tutma kapasitesini artırıcı organik ve bitkisel gübreleme, yağmurlama ve damla sulamaya yönelik tarımsal yenilik projeleri yapılmalıdır.
- Gübre, ilaç ve tohum kullanımı, teknik personel gözetimi, denetimi ve önerisi ile zorunlu hale getirilmeli gübreyi reçeteye bağlayıp gübre takip sistemi getirilmeli.
- ••
SONUÇ BİLDİRGESİ
Bakanlık tarafından yürütülen söz konusu çalışmalar bitiminde kaleme alınan sonuç bildirgesi ise şöyle:
“Ulusal Düzeyde yapılan “iklim Değişikliği ve Tarım” çalıştayları neticesinde hem Bakanlık merkez birimleri olarak tecrübe ve bilgilerimizi paylaşırken hem de İl Tarım ve Orman Müdürlüklerimizin ilgili birimlerinin ve STK’ların sahadaki deneyimlerinden faydalanarak; Toplam 1100 uzmanın katılımıyla 115 günde 925 saatlik bir çalışma ile “Tarım Sektöründe İklim Değişikliğine Uyum ve Azaltım” için hazırlanan sonuç bildirgemiz aşağıda yer almaktadır:
- İklim dostu tarımsal destekleme modeli oluşturulacaktır.
- Bakanlığımız öncülüğünde tarım sektöründe iklim değişikliğine uyum eylem planı oluşturulacak ve mevcutta yer alan uyum eylemlerinin daha uygulanabilir olması için çalışmalar yürütülecektir.
- 2023-2027 dönemi Tarımsal Kuraklıkla ilgili yol haritamızı oluşturduk. Bu bağlamda “Türkiye Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem Plan’ımızı güncelledik ve Cumhurbaşkanlığı Kararı için Cumhurbaşkanlığımıza gönderdik.
- “Türkiye Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planı” kapsamında tarım ve mera alanları için tarımsal kuraklık erken uyarı sistemleri kurulacaktır.
- Ulusal Arazi Kullanım Planlaması yapılacaktır.
- Ekosistem odaklı gıda üretim modeli oluşturulacaktır.
- Bozkır Ekosistemlerinde İklim Değişikliğine Ekosistem Tabanlı Uyum Stratejisi uygulamaya alınacaktır.
- Tarımsal potansiyelinin düşük olması nedeniyle terk edilen tarım alanlarının biyolojik rezerv alanları olarak değerlendirilmesi için çalışmalar başlatılacaktır.
- Permakültür uygulamaları farkındalık olarak başlatılmış olup ülke genelinde yaygınlaştırılacaktır.
- Agroekolojik uygulamalar küçük aile işletmelerinden başlanarak desteklenecek ve uygulanacaktır.
- “Yağmur Hasadı” yöntemleri %50 hibe olarak desteklenecek ve uygulamaya geçilecektir. Söz konusu Eylem Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi programına alınmıştır. Ülke genelinde yaygınlaştırılacaktır.
- Tarım sektöründe iklim değişikliğine uyum ve azaltım uygulamalarını yaygınlaştırmak için 2021-2027 IPARD III kapsamında “Tarım Çevre Faslında” yağmur hasadı, rüzgar perdesi tesis etmek, organik tarım ve tarım arazilerinde su ve rüzgar erozyonunu önlemek gibi çevre dostu tarımsal uygulamaları programa aldık (14 Milyon Avro bütçeli) . Ülke genelinde yaygınlaştıracağız.
- İklim değişikliğine hassasiyeti yüksek olan alanlarda yoğun tarım teknikleri yerine “İklim Dostu Tarım, Koruyucu Tarım Veya Ekosistem Tabanlı Tarımsal Uygulamalar” yaygınlaştırılacaktır.
- Yaşanabilecek kuraklık tehlikesine karşı modern sulama yöntemlerinin parasal ve alansal olarak desteklenmesinin yaygınlaştırılmasına devam edilecektir.
- Tarımsal Sulamada suyun tasarruflu kullanımını çiftçimize anlatmak için “Uygulamalı Çiftçi Okulları” (UÇO) Projemizi geliştirdik ve ülke genelinde yaygınlaştıracağız.
- Su ihtiyacı az olan bitkilerin ekiminin yaygınlaştırılması için havza bazlı üretim modelinin yaygınlaştırılması sağlanacaktır.
- Bazı farkındalık projeleri ile “Canlı Rüzgâr Perdeleri” yaygınlaştırılacaktır.
- İklim değişikliğinin balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliğine etkileri ve çözüm önerileri araştırılacak, çözüm önerileri geliştirilecektir.
- İyi Tarım Uygulamaları ve organik tarım faaliyetleri alansal olarak artırılarak desteklenecektir.
- Kuraklığa ve soğuğa toleranslı tohum çeşitleri geliştirilecek ve hastalıklara dayanıklı çeşitlerinin kullanım alanları yaygınlaştırılacaktır.
- Yerel hayvan ırklarının ıslah çalışmaları yapılacaktır.
- Paris Anlaşmasının Türkiye Büyük Millet Meclisinde onaylanması ile önem kazanan iklim değişikliğine uyum ve azaltım faaliyetleri hızlandırılacak ve etkileri analiz edilecektir.
- Tarım sektöründe sera gazı emisyon azaltım potansiyeli ve maliyeti belirlenecektir.
- Tarımsal faaliyetlerin doğal afetlere karşı sigortalanması ile sektörün sahada kalmasının sağlaması açısından TARSİM iklim değişikliğine uyumda önemli tedbirlerinden biridir. 2021 yılında Köy bazlı kuraklık kuru tarım alanlarında uygulanmakta olup dahada yaygınlaştırmak için farkındalığının artırılması çalışmaları yapılacaktır.
- İyi Tarım Uygulamaları ve organik tarım faaliyetleri ülke genelinde daha fazla üretici ve alan olarak arttırılarak yürütülecek ve desteklenecektir.
- Tarım sektöründe iklim değişikliğine uyum ve azaltım konularına ilişkin AR-GE çalışmalarının desteklenmesi ve geliştirilmesi sağlanacaktır.
- İklim dostu tarım uygulamaları için yayım ve sektör paydaşlarına yönelik eğitim çalışmaları yapılacaktır.