• Künye
  • Gizlilik
  • Reklam
  • İletişim
Cuma, 9 Mayıs 2025
Kastamonu Gazetesi - Kastamonu ve Bölge Haberleri, Kastamonuspor, Şehir Gündemi ve Son Dakika Haberleri
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • POLİTİKA
  • KÜLTÜR • SANAT • HAYAT
  • SPOR
  • YAZARLAR
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • POLİTİKA
  • KÜLTÜR • SANAT • HAYAT
  • SPOR
  • YAZARLAR
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Kastamonu Gazetesi - Kastamonu ve Bölge Haberleri, Kastamonuspor, Şehir Gündemi ve Son Dakika Haberleri
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör

Doğanın çingenesi sonbahar (*)

25 Ekim 2020
MURAT KARASALİHOĞLU
A A
Son Candar: Kemaleddin İsmail Bey

Murat Karasalihoğlu

Share on FacebookShare on Twitter

Işığın apansız düştüğü zamanlar ve bu zamanları yaşayan toprakların kentidir Kastamonu. Işık ilk önce suya düşer, sulardaki yaban ördeklerine ve onların aceleci ve telaşlı kanat çırpınışlarına. Onların ahenkli hareketlerine eş suya yayılan incecik dalgaların arasına. Kahvaltı peşindeki balıkçılların suya yansıyan görüntülerine düşer sonra. Ardından sudan kalkar ve derin ormanların kuytularına düşer ışık. Koca koca çamlardan, gürgenlerden, sık ladinlerden kendine kendince bir yol bulup, ormana göre bodur kalmış bir ağaççığın dallarına düşer sonra. Hem de devasa orman karanlığına inat ışığın ben can veririm aydınlık ve renklere dercesine, düşer…

Işığın yolculuğunda sırada insan vardır. Köyler, evler ve insanların sabahlarına düşer. Rengarenk bir doğanın uyanışında günaydın olur. Mahallesinden ayrı, tek başına sanki bir yalnızlıkmış gibi duran evleri aydınlatır, kucaklar, kuşatır… Hele ki Kastamonu gibi çok parçalı yerleşimlere sahip bir coğrafyada, “o dağın içinde bu evin ne işi var” dedirtecek kadar doğanın içine saklanmış yaşamları bile kuşatan ışık, her şeye yeniden can verir.

***

Memleketin doğal güzelliği, bakirliği, canlılığı ve hatta bu doğaya kolay ulaşabilirliği açısından oldukça şanslıyız. Mevsimlerin her birini yaşayabilen, soğuğundan sıcağına, beyazından kırmızısına, denizinden dağ doruklarına kadar isteyen herkesin kana kana doyabileceği bir coğrafya burası.

Hele ki mevsim sonbaharı yaşarken alıcı dalından yemek, mantarların binbir türlüsünü görebilmek ve hatta kanlıca mantarlarını bulduğun yerde şöyle tuzlayıp közde yapmak, doğadaki her rengi bir arada görebilmek gibi de bir ayrıcalığı var buranın. Her yöresindeki her biradım elbette muhteşem ama ne yalan söyleyeyim sonbaharda Küre Dağları’na bakışım biraz daha torpilli sanırım.

Çünkü Küre Dağları’nın, bu kuşak içerisindeki milli parkın doğası, bana doğanın çingenesi dediğim sonbaharın ruhunu daha çok yansıtıyor. Çünkü ruhu şımarmış, esrikleşmiş ve aşkın bir halini almış doğa, olabildiğince bunları renklerine yansıtıyor. Bir aşkın ruh, sadece birkaç vakte yok olacağını (kış kapıyı araladı…) bilerek zamana ve mekâna bağlı kalmadan dans eden bir çingeneden başka bir şeyi hatırlatmıyor.

Azdavay’ın eski köy düğünlerindeki gelinlere benziyor bir taraftan da doğa. Göğün sonsuz maviliğinde baştan aşağıya kırmızıya bürünen ağaçlar, kıpkırmızı duvaklarla bir atın sırtında uğurlanan gelinler gibi mağrur ve biraz da hüzünbaz yolcu ediliyorlar şimdi sonbahardan. Ruhu aşkın bir bilinçte ama dingin bir sessizlikte yorgun bir yaza veda gibi.

Daday’ın Ballıdağı’ndaki o asaletli ormanlardan geçip Azdavay’ın sahip olduğu eşsiz güzellik Çatak Kanyonu’nu seyretmek zamanı şimdi. Güneşin usul usul gölgeler düşürdüğü kanyonun derinliklerinde karanlıklar ne kadar sertse, bir o kadar da çamların uçlarına değen aynı ışık keskin bir aydınlığı da aynı anda sunuyor burada.

(…..)

Şelaleye  (Ilıca) vardığımızda sudaki huzuru arayanların tek biz olmadığı gördük. İstanbul’dan sadece yörenin sonbaharını fotoğraflamak için gelen bir grup bu güzelliği fotoğraf kareleriyle ölümsüzleştirip belki de oradaki huzuru yanlarında taşımaya da çalışıyorlardı. Ayrılık vakti geldiğinde ise kışın neredeyse kimsenin yaşamadığı bu Ilıca Köyü’ndeki bir evin bostanındaki üzerine yöresel kıyafet geçirmiş korkuluk, merak etmeyin insan olmasa da ben beklerim burayı diyordu gelip geçen herkese.

(*) Ekim 2016’da yayımlanmış yazımla sonbahar hatırlatması

MURAT KARASALİHOĞLU

 

 

1 20
- +
PaylaşTweet
Önceki Haber

ARIDAN GELEN SAĞLIK; ARI SÜTÜ

Sonraki Haber

İnebolu’da zincirleme kaza

Benzer Haberler

Son Candar: Kemaleddin İsmail Bey
MURAT KARASALİHOĞLU

Bir kutup yıldızı hikayesi daha: Fahri Özbek

19 Ağustos 2023
Son Candar: Kemaleddin İsmail Bey
MURAT KARASALİHOĞLU

Bize fütüristler lazım

31 Aralık 2022
Son Candar: Kemaleddin İsmail Bey
MURAT KARASALİHOĞLU

Sadece ipi değil, hayatı dokuyanlar… (*)

29 Aralık 2022
Son Candar: Kemaleddin İsmail Bey
MANŞET

Biriktirmek…

24 Aralık 2022
Son Candar: Kemaleddin İsmail Bey
MURAT KARASALİHOĞLU

Paslanmış bakır sahanlar (*)

21 Aralık 2022
Kilime tarih yazan pehlivan
MURAT KARASALİHOĞLU

Ocak çek… (*)

9 Aralık 2022
Kilime tarih yazan pehlivan
MURAT KARASALİHOĞLU

Kunduranın ustaları (*)

7 Aralık 2022
Kilime tarih yazan pehlivan
MURAT KARASALİHOĞLU

Işık değdi sonbahar rengine (*)

3 Aralık 2022
Sonraki Haber
İnebolu’da  zincirleme kaza

İnebolu’da zincirleme kaza

Son Haberler

Kırmızı Şimşek ikinci turda

8 Mayıs 2025

Play-Off niyetine…

4 Mayıs 2025
Kent Müzesi’nde etkinlik

Kent Müzesi’nde etkinlik

2 Mayıs 2025
Kırşehir mesaisi başladı

Kırmızı Şimşek Play-Off‘a hazır: 2-1

28 Nisan 2025
    Please install/update and activate JNews Instagram plugin.
Kastamonu Gazetesi - Kastamonu ve Bölge Haberleri, Kastamonuspor, Şehir Gündemi ve Son Dakika Haberleri

Sitede bulunan özel içeriklerin hakları saklıdır.
Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Bizi Takip Edin

  • Künye
  • Gizlilik
  • Reklam
  • İletişim

Kastamonu Gazetesi © 2015 • Tüm hakları saklıdır.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • POLİTİKA
  • KÜLTÜR • SANAT • HAYAT
  • SPOR
  • YAZARLAR

Kastamonu Gazetesi © 2015 • Tüm hakları saklıdır.