Nasıl fotoğraf ama…
Hollywood yapımı kahramanlık filmlerinin afişleri gibi değil mi?
De ki, Clint Eastwood’un başrolünü oynadığı Uzay Kovboyları…
Hani, uzay mekiğiyle gerçekleşmesi gereken bir imkansız görev için kendilerine sefer görev emri çıkarılan emekli usta pilotların öyküsünü anlatan o unutulmaz film.
Fotoğraftaki beşli de Kastamonu’nun futbol kovboyları…
•••
1960’ların sonlarından başlayıp 70’ler boyunca sürüp giden 80’lerin başlarında devam eden faal futbolculuk yaşamlarını hatırlamak için bir araya geldiler geçen hafta sonu.
Buluşmanın organizatörü futbolun hep içinde olan futbolculuktu, antrenörlüktü derken şimdilerde de dernekçilik yapan Ahmet Tabak’tı.
Sinanbey altyapısından yetişme, pehlivan torunu Tabak’ı orta mektepteyken futboldan kopartmak isteyen doktorlar olmuş, kalp büyümesi teşhisi koymuşlardı da sonradan bu sorunun kalbindeki büyüklüğün futbol aşkıyla tıka basa dolu olmasından kaynaklandığı ortaya çıkmıştı. Futboldan kopmak şöyle dursun hızını alamayıp bir de atletizm yapıyordu körük ciğerli Tabak. Genç takımdan A takıma yükselip sağbek mevkiini parsellemesi uzun sürmemişti.
•••
Takımın diğer savunma kanadında ise yine üç ciğerli bir atlet futbolcu vardı: Futbolculuk sonrası başladığı antrenörlük yaşamında da aynı ritmi göstermeyi başarmış Salim Kaya…
Dünyaya gelişlerini biraz geciktirmiş olsalar şimdilerde el üstünde tutalan şimendifer model bek ya da günümüzdeki deyişle kanat oyuncusu olarak kapışa giderlerdi.
Ciğerin yanına bir de top tekniğini ekleyin, Transfermarkt’ta isimlerinin yanına kaç para yazılacağını siz düşünün.
•••
Fotoğraftaki beşlinin en kıdemlisi Ergün Baysal, o yıllarda futbol soluyan İnebolu’nun file bekçisiydi. Ördek Necati’ler, Adnan Hoca’lar, Aşık’lar, Beşe’ler, Bülent Uluer’ler, Şakir’lerin forma giydiği kırmızı-siyahlı İneboluspor’un yıllarca kaptanlığını da yapan Ergün Baysal…
•••
Gelelim fotoğrafın maestrolar bölümüne
Bu nostaljik buluşmanın bir anlamda vesilesi de olan Aşağıimaretli Hacı Murat’tan başlayalım. Çoğunuz onu “Sayın Bakan” olarak tanıyor olsa da, o yılların futbolla yoğrulmuş olanları için orta sahayı derleyip toplayan, takımını yöneten, tekniğiyle ve zekasıyla futbolu güzelleştiren “Hacı Murat” olarak kalmaya devam edecektir, Murat Başesgioğlu… Devlet adamlığındaki düzgünlüğün altyapısında sahadaki bu duruşunun bulunduğunu söylemek yanlış olmaz.
•••
Beşlinin içerisindeki son isim ise, bana göre hakettiği yer Milli Takım olmasına karşın o dönemin imkansızlıkları nedeniyle Kastamonu’da sıkışıp kalmış, olağanüstü yetenek Mehmet Ali Kızılkaya… Yani Kaptan… Her iki ayağını da aynı ölçüde kullanabilen; kum, çakıl, çamur kaplı sahalarda topa bakmadan neredeyse 45 derecelik eğimle ve sürat tahdidi tanımadan dripling yapabilen kaç oyuncu tanıyorsunuz? Daha oyun zekasına gelmedik. O yılların dura kalka oynanan futbolunun adeta gelecekten süzülüp gelmiş ismiydi Mehmet Ali… Şimdilerde gençliğini yaşıyor olsa transfer adresinin Türkiye ile sınırlı kalmayacağından emin olmanızı isterim.
•••
Bu arada, o toplantıda olup da bu fotoğrafta olmayan Sadık Yalçın, hentbolcü zannettiğiniz Hüsnü Şinoforoğlu ve Ayhan Kaşukçu’nun haklarını yemeyelim.
Kastamonu’ya 80’lerde Rize’den transfer Şinofor, o dönemin diğer iki yeteneği Fuat Kutlu (Köylü) ve Fuat Eray’la (Karslı) ciğer yarıştırmaya gelmiş bir robocoptu, durmak dinlenmek bilmeyen… Şimdilerde idmana çıksın yine gençlere toz yutturursa şaşırmamak gerekir.
•••
Sadık Yalçın ise kalecilikle 10 numara arasında kesin kararını verememiş, çünkü her iki mevkide de “teknik” şov yapan bir futbol sanatçısıydı.
•••
Bu nostalji yazısının bitiş düdüğünü çalmak, toplantıda yer alan en genç isme, Salim Kaya – Sedat Kızılcı okulundan yetişip Kastamonuspor ve Petrolofis formalarını yıllarca başarıyla taşımış, gözbebeğimiz olmuş, şimdilerde futbolcu yetiştirmekle meşgul Ayhan Hocamıza, Ayhan Kaşukcu’ya düşer diye düşünürüm.
CEMİL ÖZEL