Artık birçok işyeri Franchise sistemi ile açılıyor ve Franchise şu şekilde tanımlanıyor: “Bir markanın imtiyaz hakkı sahibinin belirli bir süre, koşul ve sınırlar içinde sürekli destek sağlayarak belirli bir bedel karşılığında yatırımcılara sistem ve markasını kullandırmasına dayanan uzun vadeli ve sürekli bir iş ilişkisidir. Franchise, başarılı bir iş fikri etrafında toplanmış küçük girişimcilerin, büyük firma gibi davranmasını sağlar.”
Peki, açıklaması bu şekilde yapılan sistemin bayiliklerini veren kendi ismini kullandıran firmalar ne kadar büyük olurlarsa olsunlar verdikleri bayilikler yani işi üstlenenler açtıkları işyerlerinde hijyenden tutun müşteri davranışlarına, fiyat farklılıklarına kadar birçok olmaması gereken bir tutum içinde işletiliyorsa ne olacak?
Bu şekilde olduğunda kiralayanın ismi değil kiraya veren firmanın ismi kötü lanse ediliyor olacak ve türlü olumsuz yorumlara rastlayabileceksiniz
Uzun zamandan beri Lezzet Duraklarına alabilmek için bu sistemle çalışan firmaları da geziyorum, hemen hemen her Lezzet Durağı yazımda belirtmiş olduğum gibi damak lezzetleri değişik olabilir ancak asla değişik olamayacak her işyerinde olması gereken hijyen, müşteri odaklı hizmet ve personelin davranışlarıdır.
Kastamonu Müzesi ile Sinanbey Parkı arasında Cumhuriyet Caddesinde Komagene bayisi, işyeri konseptiyle, güleryüzlü personeliyle, müşteriye davranışları ile bu haftaki Lezzet Durakları köşemize girmeyi hak etti doğrusu.
Özellikle aldığı ürüne parası yetişmeyen bir öğrenciye para alınmadan istediği çiğ köfte dürümü verildi. Bunu sorduğumda “Öğrencilerimizin karnı doysun ki derslerini iyi anlayabilsinler para önemli değil mühim olan kim olursa olsun giren bir kişinin buradan mutlu bir şekilde çıkması bizim için çok önemli.” dediler, duygulanmadım dersem yalan olur.
Komagene Cumhuriyet Cad. şubesinde faaliyet gösteren işyerinin işletmecisi Tuncer Erhan ile sohbet ediyorum:
“Emekli Astsubayım. Bu dükkanın mülkiyeti Kastamonu Belediyesi nikah memuru kardeşim İbrahim Erhan’a ait, işyerini açarken onun da çok büyük katkıları oldu ve oluyor, buraya bir işyeri açmayı düşündüm ve sonunda uluslararası bir firma olan Komagene’de karar kıldım, Maceramız 30 Ağustos’tan itibaren böyle başladı.
Konsept olarak baktığınızda diğer çiğ köfte satılan yerlerden biraz farklı bir mekan olsun istedik, al git mantığından daha çok insanlar gelsinler hem çiğ köftelerini alsınlar, rahat bir mekanda oturup çaylarını kahvelerini içsinler istedik.
Burası çiğ köfte-cafe tarzı güzel bir mekan oldu sunumlarımızda farklı, bu konsepti oluştururken Komagene tarzının da biraz dışına çıkmış olduk ancak beğenilen bir yer haline geldi.
Biz farklı tarzda kumda kahve yapıyoruz, başka yerlerde de kumda kahve yapan yerler var bizim yaptığımız küpün üstünde dövme bakır içinde kum var üzerinde kahve yapıyoruz ayrıca bakır demlikte çayımız var, Osmanlı ocağı üstünde demleniyor.
Burayı açarken farklı bir konsept olsun istedik hatta eleştirenler de oldu; ‘iki masa, dört sandalye koysan neticede çiğ köfte’ dediler, biz o şekilde olsun istemedik.
Özellikle kurumsal olmasına dikkat ettik. Arkadaşlarıma hep ‘en iyisini yapalım, en iyi hizmeti verelim, amaç para kazanmak değil insan kazanmak’dedim. Kısa zamanda çok iyi bir yol katetdiğimize inanıyorum geri dönüşler çok iyi.
Çiğ köftemizde tatlandırıcı veya kimyasal maddeler yok, zaten artık et ile yapılmıyor Komagene çiğ köftede ana malzeme yanında badem, fındık ve ceviz katılıyor bunlar hem besleyici hem yararlı gıdalar ve lezzetine de farklı bir güzellik veriyor.
Müşterilerimizi özellikle davet ediyoruz ve dürüm alıp gitmekten ziyade çiğ köfteyi porsiyon almalarını istiyoruz ki otursunlar ve bir lokanta havasında tatsınlar ürünlerimizi. Konseptimizi ve sunumumuzu görsünler.
Alıp gitmekten daha çok, bizim gençliğimizde çocukluğumuz da gördüğümüz onlarla büyüdüğümüz, filmleri ekranlarda sürekli gösterilen Yeşilçam’ın ünlülerinin fotoğrafları arasında değişik bir mekanda vakit geçirmelerini istiyoruz.
Son olarak şunu da belirtmek istiyorum, Komagene firmasının tüm bayilikler aracılığı ile sunduğu bir kampanyamız var. Her ayın 15’inde yüzde 50 bedava satışımız var. Yani; 500 gram çiğ köfte almak isteyene biz 750 gram verip 500 gram parası, 1 kilo almak isteyene biz 1,5 kilo vereceğiz ama 1 kilo parası alacağız. Bu kampanyamızdan müşterilerimiz faydalansın istiyoruz ayda bir defa yapılıyor bu kampanya ve herkesi bekliyoruz.”
Başka söze gerek yok gerçekten firmanın çiğ köftesinin ve farklı ürünlerinin satıldığı bir yer olarak güzel ve hoş bir mekan. Hatta tam işyerinden çıkarken konuştuğumuz düşüncelerini de gerçekleştirebilirlerse çok daha farklı olacağı inancındayım.
- ••
Mükemmeli yakalamaya çalış, o zaman başarı zaten seni kovalar. (Aamir Khan)
Yazı ve Fotoğraflar: Bülend Çadırcıoğlu