İlk bakışta kendisini bir ressama ya da heykeltraşa benzettim. Sanatçı olup olmadığını sordum, “Turizmciyim” dedi. “Adım Mehmet Çelik, Türkiye Küçük Oteller Derneği Yönetim Kurulu Başkanıyım…” Devam etti sonra da, “Kastamonu’daki üye otellerimizi ziyerete geldik. Bu güzel tarihi büyüleyici şehrin iki günlük misafiri olduk. Safranbolu ve Bolu’daki üyelerimizi ziyaret etmek üzere bugün ayrılıyoruz.”
“Size hoş geldiniz diyemeden güle güle mi diyeceğiz?” diyerek sohbete yol açtım.
“Ayrılmadan önce, vaktiniz varsa, biraz sohbet edebilir miyiz” diye de ekledim. Sağolsun, kabul etti. Ortaya bu söyleşi çıktı. Hazır, turizm konusu yine ısınmışken iyi de oldu.
•••
– Sizden önce derneğinizin eski başkanı, Sirkeci Otellerinin sahibi Başkan Faruk Boyacıoğlu başkanla ilimize yaptığı bir ziyarette tanışmıştım. Bayrağı siz yeni mi devraldınız?
M.Ç: Evet bir yıl kadar oldu.
– Kendimi şanslı hissediyorum. Yeni başkanla da tanışıp söyleşmek varmış. Tabi, derneğinizle ilgili sohbet değil de, özellikle sizin gözünüzde gezip gördüğünüz Kastamonu turizminde gördüklerinizi ve yapılması gereken eksiklikleri sormak isterim. Kastamonu’ya ilk kez mi geliyorsunuz ?
M.Ç: Evet ilk kez geliyorum. İlk butik oteli bu güzel şehre kazandıran Gülsen Kırbaş Hanımefendiden bu özel şehrin zengin bir turizm potansiyeline sahip olduğunu onun anlatımlarında duyup hep merak etmiştim. Kimselere haber vermeden merak edip geldiğim Kastamonu’yu gezip gördüm. Bütün kalbimle söylüyorum muhteşem güzelliği yanında zengin bir turizm potansiyeli ile doğrusu bana heyecan yaşatan Kastamonu’ya öncelikle teşekkür ediyorum.
– Nasıl bir heyacan yaşattı?
MÇ- Her yurtdışına çıktığım zaman hissettiğim duygu kendi ülkemin tarihi dokusu, mutfağı, coğrafyası ile ne kadar zengin turistik kaynaklara sahip olduğudur. Ülkemde bir çok yeri gezmeme rağmen Kastamonu’ ya şimdiye kadar gelemediğim için hayıflandığımı itiraf edeyim. Yabancı ülkelerde küçücük de olsa korunan “old town” yani eski şehir özelliklerini Kastamonu’nun her noktasında görmek mümkün. Tipik mimarisi bu kadar korunmuş ikinci bir yer görmediğimi de itiraf edeyim. Heyecan yaşamam bu düşüncelerimden kaynaklı.
– Sizi nasıl bir şehir karşıladı?
M.Ç: Çok sıcak bir şehirle karşılaştım. Sizlerin her gün içinde yaşadığınız benim ise ilk kez gördüğüm Saat Kulesi, Rıfat Ilgaz’ın evi, Kasaba Köyü Camisi’nin akıllara durgunluk veren ahşap mimari özelliği, müzeleri, kanyonları ile muhteşem, büyüleyici sıcak bir kent diyebilirim.
– Kastamonu’da turizme bir engel gördünüz mü?
M.Ç: Hayır bir engel görmedim. Aksine yerel yönetimin yıkılmaya yüz tutmuş konakları satın alıp restrasyon çalışmaları yaptığını gözlemledim. Belediyenin bu konuda gayretli çalışması turizm adına, butik otelcilik adına oldukca sevindirici. Bu anlamda kentte en güçlü halkasının oteller olduğunu burada da gözlemledim. Çok yakından tanıdığım ve üyemizde olan büyük turizmci Gülsen Kırbaş’ ın Kastamonu’ ya kazandırdığı Uğurlu Konakların da yaşadıkları mı tarif etmem olanaksız. Çünkü bu şehirde taklit değil, gerçek bir tarihi yaşadım.
– Sadece Uğurlu Konaklarında mı?
M.Ç: Kentin ilk butik otelinde misafir olurken, daha sonra uğradığım tabi Kurşunluhan Hotel’ de bana aynı duyguları yaşattı. Bir diğer üyemiz İksir Resort Town’ da muhteşem bir doğanın içinde o güzel atları, padokları ve geniş bir alana yayılmış o güzelim oteli görünce bir an cennete geldiğimi düşündüm. Bu işletmelerin küçük otellerin bu kente büyük özverilerle yapıldığını yakından gözlemledim.
– Yaptığınız gözlemi biraz açarmısınız?
M.Ç: Dünyanın en güzel oteli olsanız, ekibiniz iyi değilse, yine başarıya ulaşmak olası değildir. Ben buralarda kendini turizme adamış muhteşem güzel insanları tanıdım. Sizi tanıdım. Ancak itiraf edeyim ki, aradaki eski ve çirkin yapılar bu şehrin büyüsünü bozan etkenler olarak da göze çarpıyor. Butik otelciliğe kazandırılması gereken onca güzel evleri ve sokakları var. Eski evleri onarıldığında butik oteller bu kente çok yakışır.
– Kastamonu turizm adına nasıl bir bölgede?
M.Ç: Karadenizde turizm potansiyeli çok zengin ama tanıtılamamış zor bir bölgede. Böylesi zengin kaynağa sahip bir kent bir başka coğrafyada olsaydı, turizm sayesinde çok yakından tanınır kalkınır ve zengin bir kent olurdu. Bırakın yurtdışını, yurtiçinde bile Kastamonu’nun hak ettiği ilgiyi görmediğini düşünüyorum.
– İlgi göremesi için, tanıtımı için sizlere hiç görev düşmüyor mu?
M.Ç: Elbette düşüyor. Bizim de katkılarımız mutlaka olacaktır. Ancak en büyük görev öncelikle devlete ve yerel yönetime düşüyor. Türkiye Küçük Oteller Derneği olarak var olan tanıtım sorunun çözümünde bize düşen görev ne ise her zaman yapmaya hazırız.
– O zaman, vereceğiniz desteğin adını koyalım.
M.Ç: Turizm fakültesinde öğrencilere seminer vermek, “Küçük butik otel nedir? Nasıl yönetilir” konusunda bir panel düzenlemek. Turizm personeline davranış biçimleri, misafir ilişkileri, vb konularda turizmcileri aydınlatmak bizim dernek olarak yapabileceklerimiz arasındadır. Ancak en önemlisi ve ihtiyaç turizmde “destinasyon yönetimi” olduğunu burada çok yakından gözlemledim.
– Destek sözü verdiniz. Kastamonu’da üyeniz olan küçük oteller bir araya gelip turizm çalıştayı organize edemezler mi?
M.Ç: Tabi çok rahatlıkla yapabilirler. Biz de destek veririz. Bu anlamda en uygun bir zaman da bizim üyemiz olan Uğurlu Konakları’nın oldukca deneyimli sahibi Gülsen Kırbaş’ ın yapacağı organizasyonuyla ” Kastamonu turizm çalıştayı” yapmaya biz her zaman hazırız. Yapılacak çalıştayla, basının desteği de alınarak, gözleri bir kez daha ülkemizin bu özel köşesine çekme olanağına sahip olacağımıza benim inancım tamdır.
– Son sorum olsun. Kastamonu’dan hangi duygularla ayrılıyorsunuz?
M.Ç: Üyelerimizi yerinde ziyaret etmek için geldiğim bu kentten, damağımda bandumanın, tiritin, etli yaprak sarmasının tadı, güzel insanlarla tanışmanın keyfi, en kısa zamanda bir daha gelme fikrinin heyecanı ile ayrılıyorum Kastamonu’dan. Türkiye Küçük Oteller Derneği olarak Kastamonu için olanaklarımız dahilinde gerekeni yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha hatırlatır, en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.
Türkiye Küçük Oteller Derneği eski Başkanı Faruk Boyacıoğlu ile Uğurlu Konakları’nda kentimizde olan turizm zenginliği konularında geçmişte bir söyleşim olmuştu. Bu kez de kendisiniden bayrağı devralan Alaçatı’da kendine ait Sardunaki Butik Otel’in sahibi TUKODER Başkanı Mehmet Çelik, kendisiyle yaptığımız söyleşide, “Kastamonu’nun, yabancı ülkelerde korunmuş küçük şehirler gibi, eskisi korunmuş büyüleyici bir şehir olduğunun, yapılacak bir turizm çalıştayına ve kentin tanıtımına her zaman destek olacaklarının, havalimanının kentin kalkınmasında önemli bir rolü olacağının altını çizdi.
Herkese güzel yarınlar diliyorum. Mutlu kalın.
TURGUT YILMAZ