Korona virüs tehlikesini hala anlayamadık, masal ülkesi gibiyiz bir uçtan diğer uca, güler misin ağlar mısın, öyle bir merhaleye varacağız ki bu aymazlıkla, ne dövünecek diz kalacak o gün, ne de vurulacak bağır…
Bağımsızlığına ne düşkün milletmişiz meğer.
Prangaya vursan, zincirle bağlasan, ceza kessen kar etmiyor…
Yaşlı amcalarım ve teyzelerim sıra sıraSalı pazarında, kimi mal alıyor, kimi mal satıyor, yüzündeki maske virüsten korunmak için değil, kolluktan saklanmak için.
Dünyada ilktir…
Maskenin “yaş” saklamak için kullanıldığı.
70 yaşında teyzem kalkmış ilçeden, o kadar yol tepmiş, devlet hastanesine gelmiş, şikayeti acil mi acil, “kulak kaşıntısı”…
Doktor ne yapsın?
Aynı yolu geri gidecek…
Toplu taşıma aracıyla.
Dolmuşta konuşuyordu iki yaşlı vatandaşımız…
Tenha olduğu için hastaneye gittiklerini.
Yaşlı nüfus yoğunluğunda “gümüş madalya” sahibi Kastamonu…
Gençler evden çıkmıyor, yaşlılar eve girmiyor.
Mevcut kafayla korona mevsiminden çıkarız çıkmazına da…
Çok zayiat veririz.
Allah yardımcımız olsun…
Dua edelim.
Not: Kastamonu yaşlı nüfus yoğunluğunda Türkiye 2’ncisi…
Şampiyon Sinop ve 4’üncü sıradaki Çankırı ile “komşu” olduğumuz düşünülürse “Yaşlistan” eyaletinin başkenti olduğumuz söylenebilir.
Hekimin 80 yaşındaki hastasını “genç” diye tanımladığı bir coğrafya burası…
90’lar, 100’ler gırla.
Normal vakitlerde yaşlı nüfusumuzun baş hasımlarından “zatürre” yahut “böbrek yetersizliği” misali hastalıklardan aylık “Ex” ortalamamız 50’li rakamlardan aşağı düşmez şehrimizde zaten…
“Yoğun bakım” servisimiz daim artar eksilmez.
Bu haldeyken…
Başka şehirler “1” tedbir alıyorsa, biz “10 tedbir almalıyız.
Başka şehirler varsın sokakta gezsin ey Kastamonu…
Biz evde kalalım.
İyi günler bugünler daha…
Lütfen.
MUSTAFA AFACAN