İlimizde yaygın kanı Kastamonu yemeklerinin restoranlarda tüketime sunulamayacağı, ev sofralarından zinhar sokağa çıkamayacağı, ucu bucağı birkaç çeşidin bahtının açık olduğu yönünde…
Ne kadar yanlış bir tespit olduğunu Kastamonu Belediyesi ile Tadında Anadolu işbirliğinde düzenlenen Kastamonu Lezzet Günleri etkinlikleri sayesinde anla babam anlamaktan gına geldi yeminle.
Restoran yemeği olur Kastamonu lezzetleri…
100 çeşitle 500 çeşitle üstelik.
Tadında Anadolu restoranlarında her etkinlikte 50 civarı çeşit tencere yemeği pişirildi…
Çorbalar, pilavlar, kavurmalar, sütlemeler.
Başlangıç tabakları, ön sıcaklar, ara sıcaklar, ana yemekler, tatlı tabakları…
Yüzlerce müşterinin tabakları sadece Kastamonu yemekleri ile doldu doldu, boşaldı.
Sıcaklar…
Soğuklar.
Pişirme kolaylıkları…
Çağdaş tasarımlar.
Ankara, İstanbul ve İzmir’in Tadında Anadolu restoranlarına giren Kastamonu yemekleri…
Niçin Kastamonu restoranlarında yok?
Sık sorulan soru…
“Kastamonu’ya geldiğimizde tüm bu yemekleri kolayca bulabiliriz değil mi?” oluyor.
3-5 yerel lezzetin bir kaç mekanda sunulması…
Gastronomide başa güreşme iddiasındaki bir vilayete yakışmıyor.
Restoranların ötesinde…
Sokak satıcılarına bile ekmek teknesi olabilir Kastamonu mutfağı.
Tanıtım etkinlikleri sürgit devam ederken…
Yerel lezzetlerimizin henüz toplu tüketime yeteri oranda sunulamıyor olması, ilimiz adına doğru bir süreç değil.
Bu seyirde UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na girmemiz de pek olanaklı olmasa gerek…
İcramızı hedeflerimize uydurmamız lazım.
Yahut…
Hedeflerimizi değiştirmeliyiz.
Tadında Anadolu’da pişiyorsa envai Kastamonu lezzeti…
En azından yarısı anavatanlarında da olmalı.
Not: İstanbul’da Kastamonulu nüfus çok..
Nüfuz yok.
Önümüzde genel seçim var…
Bir iki Kastamonulu vekil çıkarabilirsek öpüp başımıza koyalım.
E o kadar derneğimiz var İstanbul’da…
Görüntü var, ses yok.