Dünya kadınların yüzü suyu hürmetine dönüyor, eken onlar, biçen onlar, kış demeden, yaz demeden, gece gündüz çalışan onlar, her ne kadar erkekler sahnede gözükseler de, perde arkasında hep kadınlar…
Kastamonu ekonomisinin geleceği de kadınlara bağlı.
Kadınlar ekonomide ne ölçüde söz sahibi olurlarsa…
Toplum o kadar ileri gider.
Kadın geri kalırsa…
Toplum cümbür cemaat geri kalır.
Üretimin içindeki kadına ne hurafe işler ne boyunduruk…
Kadın sayesinde dünyası değişir erkeğin de.
Kastamonu kalkınacak ve gelişecekse kadınlar sayesinde bu hedefe ulaşacak başka yolu yok…
Erkeklere kaldıysa iş; eyvah eyvah.
Kadınlar genel anlamda iş dünyasında nasıl söz sahibi olurlar peki?…
Kamu yahut özel sektörde idareci, patron, ortak yahut çalışan olarak.
Toplumsal bir şema olarak bakıldığında ise…
Organizasyonunda baştan sona “söz, yetki ve karar” sahibi oldukları kendi işletmelerinde.
Şirket…
Kooperatif.
Konumuz “kooperatif”…
“Kadın kooperatifleri”.
Kooperatif, ülkemizde tarihi yüzyıldan daha uzun maziye dayanan ve istihdam olanaklarını iyileştirmek, ürün ve hizmet sağlamak ve ekonomiye katkıda bulunmak üzere kullanılan bir örgütlenme modeli…
Kadın kooperatifleri ise ülkemizde ilk kez 1999 yılında kurulmaya başlandı.
2015 yılında yayımlanan bir araştırmaya göz gezdirdim, ilimizde kadın kooperatifi yok, buna karşın Bartın haricindeki diğer 4 komşumuzda 1’er tane var…
Vaktinde dokuma kooperatiflerinde rekor sayıya ulaşan ilimiz namına kırık bir not olsa gerek bu.
Kadın kooperatiflerinde sayı namına rekor Ege’de…
Önemli sayıda kadın kooperatifi ekonominin birçok alanında üretiyor ve tüketime sunuyor.
Kadın kooperatifleri sadece mal ve hizmet üretmeyi aşan sosyal ihtiyaçlara da cevap veren bir örgütlenme…
Ekonomik kalkınma yanı sıra sosyal gelişmeye de katkısı büyük.
Kadın kooperatiflerinin ise en büyük destekçisi illaki yerel yönetimler…
Paydaş çalışıyorlar desek yeri.
Kastamonu’da kadın kooperatiflerini hayata geçirmeliyiz…
Üreten kadınlar Kastamonu’nun geleceği.
Kafa yoralım şu işe…
Memleketimizin geleceği söz konusu olan.
Not 1: Diyarbakır mutlu sona erişti…
Dünya Seyahat Gazetecileri ve Yazarları Federasyonu’nun “Turizmin Oscarı” olarak adlandırılan “Altın Elma” ödülünü kazandı.
Diyarbakır Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Karacadağ Kalkınma Ajansı öncülüğünde kurulan Turizm Platformu “İnsanlığın uygarlığa ilk büyük adımı Diyarbakır” temasıyla yürüttüğü tanıtma programı sonucunda ödül Diyarbakır’a geldi…
Terör, savaş, patlayan bombalar hikaye kaldı.
Emek ver yeter ki…
İmkansız yok
Not 2: “Dünyanın bütün işçileri birleşin” nutku eda edilir her 1 Mayıs’ta…
Asya’nın, Afrika’nın, Güney Amerika’nın geri bıraktırılmış ülkelerinin işçilerinin bedavaya getirilen emekleri olmasa, Avrupa’nın ve Kuzey Amerika’nın işçileri bir elleri yağda diğer elleri balda yaşayabilirler mi acep?
Geri bıraktırılmış ülkenin işçisinin düşük maliyeti sayesinde kalkınmış ülkelerin işçi maliyetleri sübvanse ediliyor…
İşçi işçiyi sömürüyor asıl olarak.
Dünyanın bütün işçileri birleşmez…
Emek, kutsal değer olmaktan da çıktı zaten.
1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun…
Nostaljik değeri büyük.