Şehirleşme ve imar konusunda birbiri ardına son derece isabetli tespitlerde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin MYK toplantısında dile getirdiği iddia edilen değerlendirmeleri ulusal basında yer buldu…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul ve Ankara özelinde ifade ettiği aktarılan uyarılarının Kastamonu’yu es geçmeyeceği ortada.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın silueti bozan binalar için İstanbul ve Ankara’nın yeni belediye başkanlarına “gereğini yapın” talimatı verdiği ve “Binalar 5+1 katı geçemeyecek. Yüksek binalara bir daha müsaade etmeyeceğiz” dediği kaydediliyor…
Metropollere “5+1” sınırı getirildikten sonra kendi yağında kavrulan Kastamonu’ya hayli hayli “5+1” uygun düşer Cumhurbaşkanı Erdoğan nazarında.
İstanbul ve Ankara’ya dair Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Gereğini yapacaklar. Göreceksiniz neler olacak” dediği ifade ediliyor…
“Traşlama” dahi söz konusu anlaşılan.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye de gerekli talimatı vermiş Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bundan sonra binalar 4 artı 1’i geçmesin” diyerek…
(Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki’nin müteahhitlik açısından 4 artı 1’in kurtarmadığını söylemesi üzerine zemin ile birlikte toplam 6 kat olarak karar kılınıyor.)
Bu uzun girizgahın ardından, şehrimizdeki imarın da eninde sonunda “5+1” boyunda kalacağı aşikar…
(Ne kadar doğrudur bilmem ama Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın şehrimizi ziyaretleri esnasında yüksek katlı binalara takıldıkları ve eleştirdikleri iddia ediliyor.)
Gökdelen misali yüksek katlı heveslisi müteahhitlerimiz, silueti ve şehir kimliğini bozan çizimlere imza atıp atıp da lafa geldiğinde eski Kastamonu’yu dile dolayan mimarlarımız ve inşaat mühendislerimiz kulak kabartsınlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a…
Muhatapları kendileri çünkü.
Mülki idare ve yerel yönetim yetkilileri zaten gerekli mesajı almışlardır Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerinden…
Yüksek kat taleplerini ellerinin tersiyle geri çevireceklerdir şüphesiz.
Not 1: Candaroğulları İlkokulu iki katlı biblo benzeri bir bina…
Kartpostallık tam.
Etrafını sur misali yüksek katlı binalar sarıyor…
Ruhsatlı olduktan sonra varsın sarsın.
Hatta boyları daha da uzasın…
Namı olsun karı olmasın.
Aklıma ne geldi…
Bu apartmanlarda ikamet edecek ailelerin çocukları bu el kadar ilkokula nasıl sığacaklar acep?
Şehir planlaması denen kavramdan bahsediyorum…
Su, kanalizasyon, elektrik, otopark planlaması tamam da eğitim planlaması nerde?
Nüfus patlaması yaşayan bu bölgedeki öğrenciler hangi okula sığacak?…
Soruyorum.
Dediler ki “Cezaevi’ne komşu yeni bir ilkokul planlaması yapıyoruz”…
Dedim ki, “O okul ancak karşısındaki yüksek katlı binaların öğrencilerine ev sahipliği yapar”.
Bina kadar…
Çocukları da düşünsek.
Not 2: İlimizde depreme dayanıksız olduğu raporlanan 17 okulun yıkım işinden devletin kasasına 1 milyon küsur TL para girdi…
Bereketli olsun.
Demek ki özel sektör namına bir olmak, güçleri birleştirmek, ortaklık kültürünü bünyeye katmak lazımmış…
Aksi halde ilimizdeki yıkım işlerini dışarıdan gelen firmalar alıp gidermiş.
Çağı anlamak lazımmış…
Aksi halde dert anlamakla geçermiş ömür.