Kastamonu, bulunduğu konum ve doğa harikaları bakımından bulunmaz bir fırsata sahip. Bir yanında deniz, bir yanında ormanlar, müthiş göz alıcı dağlar…
Bunların yanında tarihi güzelliklerimiz de çok fazla. Biz yalnızca bunları tanıtmakta güçlük çekiyoruz. Ya da elimizde olan fırsatları değerlendirmekte sıkıntılar yaşıyoruz.
- ••
Kastamonulu büyük bir çoğunluk İstanbul’da yaşıyor. Ancak biz hâlâ Kastamonu’dan İstanbul’a öğlen saati haricinde uçuş yapamıyoruz. Sabah bir görüşme yapabilmemiz için bir gün evvelden gitmemiz gerekiyor en iyi ihtimalle. Uçak, elbette bizim için müthiş bir hizmet. Ancak biz Kastamonu olarak ayağımıza gelen uçağı da iyi değerlendiremedik.
50 yıllık bir gazete olmanın avantajı, eskilerde yayımlanan haberlere ulaşabilme ihtimalinin olması. Dikkatimi çeken tek şey, Kastamonuluların havaalanının açılıp uçuşların başlaması için çokça çaba sarfetmiş olması. Elimize böyle bir imkan geldiğinde ise ne kadar değerlendirebildiğimiz meçhul.
- ••
Bir diğeri ise ‘İnebolu Limanı’ konusu. Liman, çok uzun yıllardır Kastamonu’nun sürekli gündeminde. 18 Ekim 2017 tarihinde Vali Yaşar Karadeniz’in yeniden ihale edileceğini açıkladığı İnebolu Limanı, yaklaşık 30 yıldır sürekli ‘İhaleye çıkıyor!’
Liman, bizim için, Kastamonulular için bulunmaz bir fırsat. Değerlendirebildiğimiz takdirde…
Liman, ithalat – ihracat yapabilmemiz için, diğer ülkelerle yahut Türkiye’nin daha da gelişmiş illeriyle bağlantı kurabilmemiz için çok büyük önem arz ediyor.
- ••
Geçtiğimiz günlerde Siyami Özel’in çok güzel bir yazısını okumuştum. Kendisi, Demirel’in Başbakan olduğu zamanlarda Isparta’nın bütün ihtiyaçlarının karşılandığını ancak Kastamonu gibi illerin söz üstüne söz, vaad üstüne vaadle geçiştirildiğini anlatan bir yazı kaleme almış 40 yıl önce.
Ama görüyoruz ki, ne Kastamonu’da ne de Türkiye’de değişen hiçbir şey yok…
Sanırım Kastamonu o zamanlarda olduğu gibi yine kendi göbeğini kendi kesmek zorunda. Ancak bunun için de elimizdeki fırsatları değerlendirmemiz, işlememiz, fikirler üretmemiz gerekiyor. ‘Kastamonu’ denilince haritadaki yeri değil, sarımsağı gelmeli, Valla Kanyonu, Horma Kanyonu, Ilıca gelmeli.
Ama bizim vaktimiz hala Kastamonu’nun; Karadeniz’in ortasında bir deniz ve orman kenti olduğunu bilmeyen insanlara göstermekle geçiyor…
GÖZDE MINIK