Her ne kadar “Gastronomi turizmi” kavramı dünya ölçeğinde 2003 yılından itibaren dile getirilir olmuşsa da, turizmin ana kumanda merkezinde yeme-içme faaliyetinin olduğu aşikar…
Turizm geliri boğazdan geçer.
Ülkemizde yeme-içme kültürü ve ürünleri ile çok öne çıkmış iller var malum, her biri bu alanda ağız sulandıran lezzetlere sahipler…
Hatay, Gaziantep, İstanbul, İzmir misali.
Evveliyatında Roma imparatorlarına salep gönderen, dünyanın ilk buğdayını arkeolojik bir esermiş gibi günümüze taşıyan ve öyle görünüyor ki omuzlamayı sürdürecek olan, 1500’lü yıllarda ülkemizde ilk çeltik ekimine ev sahipliği yapan, Avrupa ve Afrika’ya üryani eriği ihraç eden, padişahlara aşçı veren, coğrafik özelliği nedeniyle envai yüzlerce yemeğe mutfak olan Kastamonu’nun sıralamadaki yeri ne peki?…
Un, şeker, yağ var; helva yok.
Mutfağımızın tanıtım ve sürdürülebilirlik namına tadı…
Acı mı acı ne acı ki.
İzmir’de düzenlenen 3. Gastronomi turizmi Kongresi’nde bizzat tanık oldum ki…
Kongrenin destekçi illeri arasında yer aldığımız Hatay, Gaziantep ve Edirne mutfakları yanında tanınırlığımız son derece az ama enerjimiz ve hevesimiz açık ara önde.
Sadece ben tanık olmadım…
Yerli ve yabancı ziyaretçiler, hele hele gastronomi yazarı ünlü gazeteci ve gurmeler fuarın en alımlı ve enerjik standının ilimiz olduğunu net olarak ve 3 gün boyunca birbiri ardına ifade ettiler.
Geriden geliyoruz gelmesine de yarışta…
Öne geçmemiz hiç de zor değil.
Üstelik bu kulvardaki illerin döktükleri deli paraya karşın…
Yürek ve emek koyarak ortaya.
Tek rakibimizin yine de kendimiz olduğu gözüküyor ne yazık ki…
Gastronomi turizminin değerine, kapsamına, getirisine ve çok daha önemlisi potansiyelimize pek de akıl erdirdiğimiz söylenemez çünkü.
Farkında değiliz hiç…
Tali bir yol olarak değerlendiriyoruz en fazlasından.
- Uluslararası Gastronomi Turizmi Kongresi, ilimizin sahip olduğu gastronomi cephaneliğini gözler önüne sermesi namına çok büyük bir işlev gördü…
Bu yoldan geri dönüşü bırakın, soluklanmak için mola vermek bile abestir.
- ••
Not 1:
Gastronomi turizminden söz açmışken hazır…
Kongrede yapılan panellerin birinde ilimizi yakından tanıyan bir konuşmacı, Kastamonu’nun lezzetlerinin birbirinden güzel olduğunu ama şehirde bunları tadabilecek lokanta sayısının yok denecek kadar az olduğunu dile getirdi.
Şehre gastronomi amaçlı gelen turist…
Kastamonu mutfağını nerede ve nasıl tanıyacak?
Etli ekmekle nereye kadar?…
Yahut biryanla.
Yerel mutfağın lokanta bünyesine taşınması için özendirmek lazım…
Aksi halde lezzetlerimiz ya fuarlarda ya da broşürlerde kalır.
Not 2:
Kastamonu halk mutfağının tanınırlığının artması yönünde yapılacak faaliyetlere dair bir müjdeyi İzmir’de 3. Uluslararası Gastronomi Turizmi Kongresi’nde aldım…
2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti olmamız kapsamında hayata geçecek projelerden birinin başlığı “Gastronomi Turizmi”.
Kültür ve Turizm Bakanlığı projeyi hazırladı…
Hayata geçirmek ise ilimizin elinden öpecek.
Var ola Bakanlık…
Hedefi 12’de vuran proje.