Profesyonel futbolun kapısına kilit vurma noktasına gelen ilimiz, uçurumun kenarından kurtardığı Kastamonuspor 1966 ile geçen 3 yıla damga vurdu…
Ülkemizde gönlü futbola meyleden veya hiç oralı olmayan binlerce insan, verdiği mücadele karşısında ekibimize şapka çıkartıp, karşısında saygı ile eğiliyor.
Aradan seneler geçtiğinde hiç kimse bu sezon bir üst lige geçen takımların ismini hatırlamayacak…
Kastamonuspor 1966’nın 3 sezon üst üste gösterdiği başarı ise futbol vitrinin en başköşesinde varlığını ilelebet koruyacak.
Kastamonuspor 1966 hiçbir çetrefile bulaşmadan, bileğinin ve terinin hakkı ile basamakları bir bir tırmandı…
Bu sezon üzülecek hiçbir mevzu yok, her ne kadar bir üst ligin kapısından dönmüş olsak da, bir alt lige de düşmedik çünkü.
Ülkemizin nice kallavi şehri ve mazisi destanlarla dolu takımı bizim içinde bulunduğumuz kategoriye çıkmak yahut kalmak için can atarken…
Çıkamadık diye kahretmek biraz ayıp olsa gerek.
İl ekonomimizin boyunun üstünde bir ligdeyiz…
İlk sezon olmadıysa, gelecek sezonu var bunun, bir sonraki sezonu var.
Kastamonuspor 1966 yense de yenilse de şampiyondur…
Futbol liginde basamak atlayamasa da, hemşerileri aynı ülkü etrafında birleştirme liginde açık ara şampiyon oldu çünkü.
Kaç kalp birlikte vuruyor Kastamonuspor 1966 için…
Sayesinde birlikte sevinmeyi, birlikte üzülmeyi öğreniyoruz her sezon.
Belediye Başkanı Babaş başta olmak üzere, camianın her neferine gönül dolusu teşekkür etmek boynumuzun borcu…
Güzel bir sezonun damakta kalan tadı yeter de artar.
•••
Not 1:
İTO Başkanı Erdal Bahçıvan, şehirlerin vizyonuna yönelik yaptığı değerlendirmede adeta Kastamonu’yu anlatıyor…
Bahçıvan’ın tespitine göre, şehirlerin vizyonunun eksik olmasının önde gelen nedeni, vizyonu valilerin oluşturması ve tayin olmalarının ardından bu vizyonun akamete uğraması.
Bahçıvan’ın tespitlerine göre her şehrin kalıcı ve uzun vadeli vizyona sahip olması gerekiyor ve vizyon belirleyici yapının içinde üniversite yönetimi de yer almalı…
“Rektörler, şehir CEO’su gibi olmalı. Dünya görüşüne sahip kişiler arasından seçilmeli. Üniversiteler üzerinden şehrin gelişimini oluşturmak gerekiyor”
Bahçıvan’ın yazdığı reçete Kastamonu’nun hastalığına iyi gelir mi, muhakkak iyi gelir, hastayı ayağa kaldırır…
Mesele reçetede değil, ilaç tedarikinde ne var ki.
•••
Not 2:
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, iş çevrelerinin bir süredir nefeslerini tutarak beklediği “Üretim Reform Paketi’ni açıkladı…
İlimiz iş dünyasının nefesini tutarak söz konusu paketi beklediğine dair bir emarenin olmaması, inşaat sektörü ağırlıklı bir “büyüme” modelini seçmiş olmamızdan kaynaklanıyor olsa gerek.
Misal özel endüstri bölgesi kurmanın önünü açıyor paket, ilimizin bu tarakta bezi yok…
Yatırımcıların yurt dışına organize sanayi bölgesi (OSB) kurma imkanı getiriliyor ki, bu konuda da pek iddiamız olmadığı ortada. Henüz ek OSB için iş çevrelerimizden pek tazyik yok çünkü.
Trabzon’da örneğin…
Deniz doldurma yoluyla endüstri bölgesi kurulacakken, bizim siyaset dünyamızın mevcut toprak üzerinde OSB kurmak için pek aceleci olmadığı da ortada.
Üretim Reform Paketi açıklandı…
Nemelazım bize.